Alfa Romeo’dan Yeni Özel Seri: 33 Stradale

Alfa Romeo, stil ve sürüş deneyimi açısından şimdiki ve gelecekteki yeteneklerinin gerçek bir “manifestosu” olan “fuoriserie” (sınırlı üretim) 33 Stradale'nin yeniden doğuşunu özel bir etkinlik ile kutladı. Benzersiz bir zanaatkarlık süreciyle, özel seri olarak ve yalnızca 33 adet üretilen yeni "iki koltuklu" coupé, İtalyan sportmenliğinin sembolü olarak markanın mirasını ve geleceğini birleştiriyor.

 Birçok kişi tarafından şimdiye kadarki en güzel otomobiller arasında sayılan 1967’de piyasaya sürülen 33 Stradale, bugün, aynı cesaret ve vizyonla, Alfa Romeo ekibi tarafından yeniden tasarlandı ve geliştirildi. Markaya inanan hayran kitlesine en heyecan verici sürüş deneyimini ve 

bir ikonun ölümsüz cazibesini sunmayı amaçlayan yeni 33 Stradale, tıpkı Rönesans zanaatkar butikleri ve 1960’lardaki atölyelerde olduğu gibi, markanın tasarımcılarının, mühendislerinin ve tarihçilerinin önce potansiyel alıcıları dinlediği, ardından otomobili birlikte ürettiği, 

Alfa Romeo “Bottega”da yaratıldı.

Markanın geçmişine saygı niteliğindeki 33 projesinde müşteriler, projenin başından itibaren üretim sürecine dahil oldu. Müşterilerle ilk toplantılar 2022 Monza Grand Prix’sinde gerçekleşirken, 33 aracın tamamı birkaç hafta içinde satıldı. 

Alfa Romeo, 1960’lı yılların ikonu olan, tüm zamanların en güzel otomobillerinden biri olarak kabul edilen ve dünya motor sporlarının efsanelerinden Tipo 33’ün altyapısı kullanılarak üretilmiş 33 Stradale’yi yeniden yorumlayarak özel bir seri üretti. Alfa Romeo, 50 yılı aşkın bir sürenin ardından, sınırlı üretim (‘fuoriserie’)  otomobiller dünyasına, tamamı satılmış olan ve sadece 33 adet üretilecek yeni 33 Stradale serisi ile dönüş yaptı.

Yeni 33 Stradale, Alfa Romeo ekibinin otomotiv dünyasında ve Stellantis Grubu modelleri arasında türünün tek örneği olmasının yanında markanın geçmişiyle örtüşebilecek yeni bir projeyi yaratma tutkusunu yansıtıyor. Tutkularını meslek haline getirmiş otomobil severler için hayatlarının fırsatı olan bu özel seri, Alfa Romeo ekibi için bir rüyanın gerçekleşmesini de temsil ediyor.

Alfa Romeo’nun geçmişine selam duran ve onu geleceğe taşıyan yeni 33 Stradale, 1967 model 33 Stradale’nin karakteristik özelliklerinin titizlikle ve saygıyla yeniden yorumlanmasıyla elde edilerek, geçmişin içten yanmalı motorları ile elektrikli gelecek arasında bir köprü görevi görüyor. Bir yol otomobili olan 33 Stradale pistte de olağanüstü performans sunuyor; konfor ve kullanım kolaylığından ödün verilmeden tasarlanmış olmasıyla da fark yaratıyor.

Alfa Romeo CEO’su Jean-Philippe Imparato “Yeni 33 Stradale ile geçmişimizi yansıtan, markaya hizmet eden ve Alfisti’leri gururlandıracak bir otomobil ortaya koymak istedik. Böyle bir sonuç, ekibimizin uzmanlığı, sıkı çalışması ve tutkusu ile markanın geleceğinde yeni sayfalar yazma konusunda açık bir hırsa sahip yönetimin desteği ve markanın benzersiz geçmişine tam saygı sayesinde elde edilebilirdi. Yeni 33 Stradale 1969’dan bu yana markanın ilk özel yapım (‘fuoriserie’) otomobili ve sonuncusu olmayacak, söz veriyorum.” diye konuştu.

‘Gerekli güzelliğin’ simgesi

Alfa Romeo Centro Stile (Alfa Romeo Tasarım Merkezi) tarafından tasarlanarak üretilen yeni 33 Stradale, tarihi 1967 modelinden aldığı ilhamın ve Alfa Romeo’nun yeni stil dilinin belli başlı tasarım unsurlarının, heykelsi güzelliğini zenginleştirmesiyle ortaya çıktı. Otomobilin dış tasarım özellikleri orantılar, hacim ve yüzeylerin arasındaki kusursuz dengeyi yansıtıyor ve böylece Alfa Romeo’nun ‘gerekli güzelliğinin’ simgesi halini alıyor. Güçlü ve kaslı bir hacme sahip olan aracın ön kısmında, ikonik kalkan ile eliptik tabanlı ışıkların kompleks formları öne çıkıyor. Aracın profili, ‘‘kanat’ tipi kapıları ve yanlardaki iki geniş hava girişi ile dinamik ve ince bir forma sahip. Ayrıca kapı menteşelerinin köşelere konumlandırılması ve geniş açılır tavan sayesinde sürücü, bir uçaktaki kokpite benzer biçimde geniş bir manzaranın keyfini çıkarabiliyor. Aracın ‘vahşi’ arka kısmı kıvrımlı ön kısımla dengelenirken, arka kısmın yüksekliği diğer spor otomobillerde olduğu gibi ön cam seviyesinde değil, tavanın ortasında konumlanıyor. Aracın aerodinamik verimliliğini, 0.375 gibi çok düşük bir Cx değerine hiçbir aktif sistem yardımı olmadan ulaşarak kanıtlıyor.

Aracın iç mekânı ise sürüş deneyimiyle en iyi şekilde bütünleşmesi hedefiyle tasarlan minimalist tasarımı ve malzemeleriyle öne çıkıyor. Özellikle kokpit, orta konsolda bulunan ve sürüş sırasında pratik bir kullanıma sahip olan sınırlı sayıda kontrol tuşu olmasından da anlaşılabileceği gibi, sürücünün dikkatini dağıtabilecek bileşenleri en aza indirme hedefiyle tasarlandı. Sürücünün hemen önünde, sürücüye eşi benzeri olmayan bir etkileşim imkânı sunan 3D ‘teleskop’ tasarıma sahip bir ekran yer alıyor. Uçak kokpitlerinde olduğu gibi kumandalar farklı seviyelerde, alçak orta konsolda ve daha yüksek bir düzlemde, tavanın iç tarafındaki merkezi kaplamaya yerleştirildi. İç mekân ‘Tributo’ ve ‘Alfa Corse’ olmak üzere iki farklı donanım seviyesinde sunuluyor. Havacılıktan ilham alan gösterge paneli ve merkezi tünelde alüminyum, karbon fiber, deri ve Alcantara gibi malzemeler kullanıldı. Her ayrıntı 1967 model 33 Stradale’nin estetik ve teknik mirasını koruyarak, özel ve ilgi çekici bir ortam yaratmak üzere tasarlandı.

Eşsiz sürüş deneyimi

Alfa Romeo ekibi, bir pist otomobili olarak sürüş deneyimi sunmanın yanı sıra, konfor ve güvenlikten ödün vermeden yolda günlük kullanıma uygun bir model sunmak üzere iddialı bir hedef ortaya koydu. Bu nedenle yeni 33 Stradale, aktif amortisörlere sahip çift kollu süspansiyonda ve 2.9 V6 motor ile ZF otomatik şanzımanıyla, Alfa Romeo mühendisliğinin en iyi özelliklerini taşıyor. Yeni Alfa Romeo özel versiyonu, 620 hp’nin üzerinde güç üreten V6 çift turbo motorla donatılabiliyor veya 750 hp’nin üzerinde güç üreten bir BEV konfigürasyonuna sahip olabiliyor. Her iki versiyonun performansı da olağanüstü. 333 km/s’lik son hıza ulaşırken, 0-100 km/s hızlanmasını 3 saniyenin altında tamamlıyor. Aktif amortisörlere sahip çift kollu süspansiyon ve ön aks lifti yol tutuşu ve konfor sağlıyor. Alfa Romeo Brake-By-Wire fren sistemi ve Brembo karbon-seramik frenler üst düzey performans sunuyor. Alüminyum H-çerçeve ve karbon fiber monokok sağlamlığı ve hafifliği garantiliyor. Yine yüksek kalitede sağlamlık ve güvenlik için karbon fiber ve alüminyumdan menteşeli kelebek kapılara sahip bir tavan yapısı tasarlandı. Pencere çerçeveleri karbon fiberden, arka cam ise polikarbonattan yapıldı. Aracın tuning’i F1 pilotu Valtteri Bottas’ın desteğiyle efsanevi Balocco pistinde gerçekleştirilecek. Böylece F1 deneyimi gündelik sürüş deneyimine taşınacak ve Alfa Romeo’nun kusursuz yol tutuşu sağlanacak.

Benzersiz bir kişiselleştirme yolculuğu 

Benzersiz bir kişiselleştirme düzeyine sahip olan özel seri, müşterilerin Bottega ekibinde yer alan Alfa Romeo profesyonelleriyle birlikte hava girişleri, tekerlekler ve hatta ayırt edici ön kalkan gibi işlevsel stilistik unsurları geliştirmelerine olanak tanıyan özel bir program aracılığıyla üretildi. Bu sayede dünyadaki hiçbir iki otomobil birbirinin aynısı olmayacak. Bu da onları ‘dört tekerlekli başyapıtlar’ haline getirecek. Bottega ekibi, müşterileri en başından sürece dahil ederek, şasi numarasını kişisel olarak ‘imzalama’ seçeneğine kadar pek çok ayrıntıyı yönetme ve kendi otomobillerini yaratma şansı sağladı. Özel VIN, müşteri tarafından seçilen sekiz rakamdan oluşuyor ve orta tünel üzerinde de işaretleniyor. Kişiye özel otomobil alanında köklü bir deneyime sahip olan Alfa Romeo, otomobillerin üretiminde Carrozzeria Touring Superleggera’nın işçiliğini kullanıyor. Carrozzeria Touring Superleggera’da el işçiliğiyle üretilen bu araçlar, detaylara gösterilen hassas özeni yansıtan, kişiye özel kalite standartları sunuyor.

‘Bottega’ ekibi iş başında

33 projesinde, 33 benzersiz ve özel araç tasarlamak üzere müşterilerle yakın işbirliği içinde çalışan profesyonellerden oluşan Alfa Romeo ekibi ‘Bottega’ ortaya çıktı. ‘Bottega’ müşterilerin ihtiyaçlarına uygun olarak saf güzellikte sanat eserleri yaratan Rönesans atölyelerinden ve 1960’larda yolcu taşıyan araçların gövdelerini üreten ustalardan ilham aldı. Benzer şekilde 33 projesinde de müşteriler, projenin başından itibaren üretim sürecine dahil oldu. Müşterilerle ilk toplantılar 2022 Monza Grand Prix’sinde gerçekleşirken, 33 aracın tamamı birkaç hafta içinde satıldı.

Efsanenin kökleri 

33 Stradale sadece Alfa Romeo’nun değil, İtalyan tasarımının da tarihine damgasını vurmuş efsanevi bir model. 1967 model 33 Stradale, o dönemde dünya motor sporlarının büyük ismi olan Tipo 33’ün altyapısı kullanılarak üretildi. Proje 33, markanın o dönemdeki Başkanı Giuseppe Eugenio Luraghi ve yeni kurulan yarış departmanı Autodelta’dan Carlo Chiti’nin öncülüğünde, Alfa Romeo’nin yarışlara dönüşünü simgeliyordu. İlk yarış için Liège yakınlarındaki Fléron’daki zamana karşı yarış seçildi. Sürücü Autodelta’nın test şefi Teodoro Zeccoli’ydi. 12 Mart 1967’de 33 yarış dünyasına giriş yaptı. Ve en prestijli pistlerde, 1975 ve 77’de Makes Şampiyonası’nda kazandığı zaferlerle, onu dünyanın zirvesine taşıyacak olan uzun bir başarı serisinin ilkinde zafer elde etti. Sportif coşku dalgası üzerine Alfa Romeo, Tipo 33 yarış otomobilinin performansını günlük kullanıma uygun konfor ve sürüş kolaylığıyla birleştiren bir “fuoriserie” (özel yapım) otomobil olarak özel kişiler için çok sınırlı sayıda 33 üretmeye karar verdi. Tasarım, 33 Stradale’nin tasarımına tüm teknik uzmanlığını ve yaratıcı cesaretini katan Franco Scaglione’ye emanet edildi. Tarzdaki yeniliğin aerodinamik ve işlevsellik arayışıyla harmanlandığı bir başyapıt ortaya çıktı. 1967 model 33 Stradale’nin tasarımında öne çıkan detaylar ifadeleri, formlarının dengesi, çizgilerinin saflığı ve her ayrıntısının zarafetiydi. 1967 ve 1969 yılları arasında sadece 18 adet üretildi. Bunlardan biri bugün Arese’deki Müze’de muhafaza ediliyor ve koleksiyoncular tarafından çok sevilen, son derece nadir bir parça olarak öne çıkıyor. Bu şasilerden altısı, yirmi yıllık otomotiv tasarımını öngören prototiplerin yapımında kullanıldı: Carabo (1968), P33 Roadster GS (1968), 33/2 Coupé Speciale (1969), Cuneo (1971), Iguana (1969) ve Navajo (1976).

Foto Galeri👇

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu