Stellantis’ten elektrikli araçları hafifletecek yeni batarya teknolojisi

İtalyan Fiat Grubu ve Fransız PSA'nın bir araya gelerek oluşturduğu Stellantis, elektrikli otomobillerin ağırlığını ve maliyetini azaltan IBIS teknolojisini açıkladı. İnvertörsüz sistem, hem maliyeti hem ağırlığı düşürerek menzili artırıyor.

Elektrikli otomobil teknolojisinde gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. FCA-PSA’nın eşit payla kurduğu ortaklık olan Stellantis, yeni geliştirdiği invertörsüz elektrikli araç teknolojisini açıkladı.

Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS), Stellantis ve Saft mühendisleri ve araştırmacılarından oluşan 25 kişilik ekibin çalışmaları sonucu ortaya çıkan prototip için, “devrim niteliğinde bir teknoloji” ifadesi kullanıldı. Yeni tasarım, şarj cihazı ve invertör işlevlerini bataryaya entegre ederek aktarma organlarını daha verimli, daha güvenilir ve daha az maliyetli hale getiriyor.

Proje ekibi, IBIS projesinin elektromobilite alanında, elektrikli aktarma organlarının tasarımında gerçek bir paradigma değişikliği yaratacağına inanıyorlar.

Sistem, mevcut bataryalarda olduğu gibi lityum iyon hücre kimyasıyla çalışıyor, ancak bataryanın kendisine daha fazla işlev entegre ediyor. Dört yıldan uzun süren araştırmalar sonucu ortaya çıkan Akıllı Batarya Entegre Sistemi (Intelligent Battery Integrated System – IBIS)  nihayet dünyaya gösterilmeye hazır hale geldi.

Stellantis, IBIS’in gelişmiş kontrol sisteminin, bir invertöre ihtiyaç duymadan doğrudan elektrik motoruna gidebilen bir alternatif akım üretebildiğini açıkladı. Yeni teknoloji, invertörü ve yerleşik şarj cihazını ortadan kaldırdığı için, kabinde daha fazla alan açılması ve ağırlığın azaltılması anlamına geliyor.

IBIS sistemi, aynı zamanda EV aktarma organının maliyetini düşürme, üretim sürecini basitleştirme ve daha hafif olduğu için aracın bir şarjla daha uzağa gitmesine izin verme kabiliyetine sahip.

Stellantis Mühendislik ve Teknolojiden Sorumlu Yönetici Ned Curic, “Elektrifikasyon yolculuğumuz, EV müşterilerimizin menzil, ferahlık ve satın alınabilirlik gibi gerçek ihtiyaçlarını karşılamak için en son teknolojiyi kullanan ve aynı zamanda verimliliği artırarak karbon ayak izini azaltan inovasyon ve araştırma mükemmelliği ile destekleniyor. Bu devrim niteliğindeki sistem, Stellantis’in herkese yararlı, kolay ve gelişmiş teknoloji sağlama taahhüdünde belirleyici bir adım olabilir” dedi.

IBIS sistemi, elektrik depolama ile ilgili sabit uygulamalarda da kullanılabilecek.

Sabit enerji depolama ve yenilenebilir enerji entegrasyonu alanında, proje ortağı Saft, geliştirilmiş pil kullanılabilirliği, optimize edilmiş kurulu enerji kullanımı ve daha küçük ayak izi ile anahtar teslimi kurulumlar sunabilecek. IBIS bataryasının kendine özgü mimarisi, tesisin bakımını ve yükseltilmesini basitleştirecek ve sahanın karbon ayak izini azaltacak.

Stellantis, 2030’dan önce yeni teknolojiyi üretime geçirmek için çalıştığını söylüyor. Teknoloji, laboratuvar testinden geçtiğine göre, bu yolculuktaki bir sonraki adım, test pistlerinde ve açık yolda test edilebilecek ve geliştirilebilecek tamamen işlevsel bir prototip araç oluşturmak olacak.

IBIS projesi, ADEME (Çevre ve Enerji Yönetim Ajansı) tarafından yönetilen ve Stellantis tarafından koordine edilen Geleceğe Yatırım Planı tarafından finanse ediliyor. Endüstriyel ortaklar Saft (TotalEnergies Group), E2CAD ve Sherpa Engineering’in yanı sıra CNRS araştırma laboratuvarları (GeePs, SATIE, LEPMI) ve Institut Lafayette’i bir araya getiriyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu